24 Mayıs 2010 Pazartesi

Susuyorum, Duyuyor Musun?

tanrım, canım çok yanıcak biliyorum. biraz izin ver bana lütfen. al yorgunluğumu biraz olsun. geldiği gibi devam etsin her şey. uğramasın bana böyle derinden. tam tamına eksiğim işte bugün. yorgunum. "yokluk"un sancısını çekiyorum her bir hücremde.

kalbim daha ne kadarını kaldıracak bilmiyorum. gittiği yere kadar götürüyorum ve nedense onca kaçma düşüncesinin altına kendimi sokamıyorum. ne kadar uzağa gitsem de kendimden ne kadar uzaklaşmış olacağım ki? tanrım canım çok yanıyor hissedebiliyor musun?

kaybettiklerimi kazanayım diye, kazandıklarımı da farkında olmadan kaybetmek istemiyorum yine. kendimle savaşmaktan yorulsam da "onlar"la olan savaşımdan yılmadım ve işte bu savaş! bitecek bir şey değil. ben yenilgiyi kabul etmeyeceğim. ölene kadar sürse de bu tantana, özgürlüğüm adına kaldırıyorum tüm düşüncelerimi kılıçtan keskin bir şekilde. zırhsız ve kalkansız daldım meydana. yenilgiyi kabul etmektense, bağımsızlığım adına, savunmasız öleceğim.

tanrım, ben batıyorum çırpındıkça. yardım isteyecek ne gücüm kaldı ne yüzüm.
ve yine aynı şeyi yapıyorum; "susuyorum, duyuyor musun?"

1 yorum:

  1. Sen istemesen de yardıma ihtiyacın varsa yardım gelecektir merak etme... Ve susmak bazen tahmininden çok şey anlatır...

    YanıtlaSil