20 Kasım 2009 Cuma

Bye Bye Happiness!

yazasım var blog! içimi dökesim var. ama ne faydası var?
ne değişiyor ki?
sonsuz huzuru arıyorum ben. bitip tükenmeyen bir şey. yorulsam da bıksam da bitmesin istiyorum.
çok şey istiyorum...
bizi yaratan var, peki O'nu yaratan? diyorum bazen. sonra "yok öyle bir şey!" deyip kapatıyorum konuyu.
bazen ben Tanrı olsaydım... diyorum. neler neler yapardım ki?
ama sonuç; iyi ki O var ve ben Tanrı değilim. kendimi bile memnun edemezken böyle salak insanlarla uğraşmak istemezdim ki. gerek görmezdim bir kere. bir "ben"i dünyaya göndermezdim. balık yaratırdım ben hep. barbunyaya benzeyen bir sürü kırmızı balık. insandan daha akıllı bir şey bence o :) ama intihar etmeye kalktığı için şimdi ki gibi o zaman da çok üzülürdüm. hem o zaman bir sürü olurlardı. o zaman barbunya, benim o güzel küçük kırmızı balığım olma özelliğini kaybeder miydi? peki Tanrı biz intiharı düşününce üzülüyor mu? ya da çok olduğumuz için özel değil miyiz O'nun gözünde? (Gözünde dedim ama..?) O'ndan uzaklaşıyor muyum? Aramızdaki o bağa noluyor? Neden artık yakın hissedemiyorum. Nerden geldi bu sert rüzgarlar? Neden bu soğukluk?
bu kadar yakınlığın içinde nasıl uzak kalabiliyorum O'ndan?
bu insanlar nefret ettiriyolar kendilerinden.
yüzlerine bakınca görmem gereken bir Tanrı varken, ben, iğreniyorum hepsinden!
...
bitmeliydi bence, burda, bu yazı, artık.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder