31 Ağustos 2009 Pazartesi

Temproray Peace

bu anlamsız diktatörlüğün içinde yaşamak bu kadar zorken, insan yine de tutunacak şeyler bulabiliyor bu yaşama :) ne de olsa burası karnaval alanı değil mi? eğlence başta da gelse muhakkak olan olaylar vardır, yorgunluk vardır. hiç göremeyecek olsak bile-bu yaşamda-tatlı bir huzur vardır.
şu üç günlük dünya diyoruz ya, işte o üç günlük dünyada ondokuz yıllık bir külfetle uğraşıyorum.
hep güneşin doğuşunu bekliyorum. sancılı bir bekleyişin ardından tüm gökyüzü önce laciverte, sonra aydınlığa bırakıyor tüm karanlığını. ya peki sonrası?.. bi bekleyiş daha boşuna. çünkü saat ilerdikçe güneş yakıyor tüm bedenimi... tümüyle geçici huzuru yaşıyorum her bekleyişte.
bu tabloda, zamanın derinliklerinden kahkahalar, soğuk bir fırtına ile sürükleniyor kaybedilenler listesine...
ve geçici huzur...
yeni gün doğumunu beklerken...
belki tan ağarırken, o sessiz sahne hala bozulmadan, bir hayale ulaşabiliriz. belki uykuya dalarız sonsuza doğru. belki tüm bu olanlar bir rüya olur ve uyanırız, dalgalar tüm kötülükleri yıkarken...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder